Ekonomi

“Otomotiv sektörü, üretimde rekabetçiliğini kaybediyor”

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) 45’inci Olağan Genel Kurul Toplantısı, üyeler ile paydaş kurum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Kurulda; mobilite değil hareketlilik sloganıyla yakın geçmiş hakkında bilgiler ve TAYSAD vizyonu bir kere daha paydaşlarla paylaşıldı.

Üretimin yarıdan fazlası 190 ülkeye ihraç ediliyor

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, “Cumhuriyet’in 100’üncü yılında sektör ihracatında rekor kırdık. 1990’larda ihracat payımızı yüzde 15’lere çıkarmak gibi bir hedefimiz vardı. Bugün ise fiilen satışlarımızın, üretimimizin yüzde 50’den fazlasını 190 ülkeye ihraç eder duruma geldik. Sadece ihraç etmiyoruz, kapısında Türk bayrağı dalgalanan Bursa’da, İzmir’de, Kocaeli’de, Sakarya’da, Sivas’ta geliştirilmiş ürünleri, 200’e yakın tesiste yurt dışında üretiyoruz. Bu hepimizin gurur duyacağı bir tablo” dedi.

“Zorlanmanın da sınırlarını zorluyoruz”

Bu tablonun devamı için yurt dışında önünde Türk bayrağı dalgalanan tesislerde yapılan faaliyetlerin de en az doğrudan ihracat kadar önemli olduğunu ve devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Saydam, “Üyelerimize en son Kasım 2023’te sormuştuk, beklentileriniz ve sektörün durumu nedir, ana probleminiz nedir diye.

Burada gündem sürekli değişiyor, 2022’de yaptığımız bir başka ankette lojistik çok önemli bir problemdi ama Aralık 2023’te hiç kimse lojistikle ilgili bir problem ifade etmedi fakat ocak ayında öyle şeyler oldu ki, en önemli problemlerimizden biri neredeyse lojistik oldu. Biz hedefe odaklanmış durumdayız ama bir de şu prangalardan kurtulabilsek. Her şirkete göre doğal olarak bu pranga farklıdır. Prangalar farklı ama bunlardan dolayı ne yazık ki hedefimize ulaşmakta zorlanıyoruz. Zorlanmanın da sınırlarını biraz fazla zorluyoruz gibi” diye konuştu.

“Fransa’yı da Tayland’ı da geçebiliriz”

Üretimde rekor senenin 2017 yılı olduğunu hatırlatan TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “O zaman 1,7 milyon adedi aşmıştık ve böylece dünya üretimindeki payımız yüzde 1,8’e yükselmişti. Şu anda bir gerileme var. Üretimde rekabetçiliği veya pazarımızı kaybediyoruz. Satış ise 2017’de yaklaşık 1 milyondu. 2023’te 1 milyon 270 bin adedi geçerek dünyada satışlardaki payımız yüzde 1,4’e yaklaştı. 2024 ve 2025 tahminleri ise hiç iyi değil.

Bu tahminleri biz yapmıyoruz, uluslararası raporlardan derliyoruz. Rekor senemizde 14’üncü sıradaydık. 2023’te 12’nciliğe çıktık. 11’inci Fransa 2023’te bizi 5 bin adetle geçmişti. 2024 tahminlerinde de 23 bin adetle önümüzde. Esasında 2,3 milyon adetlik kurulu kapasitemizle, 10’uncu sıradaki Tayland’ı geçmek de çok kolay. Eğer 9’uncu kim diye merak ediyorsanız cevabı, 2,3 milyon adetle İspanya. 10’dan 9’a atlamak daha zor olacak” ifadelerini kullandı.

“Pazarın büyük çoğunluğu ne yazık ki ithal araçlar”

Rakip ülkeler incelendiğinde ilk 15 içerisinde belli özelliklerde gruplaşma olduğunu ifade eden Albert Saydam, şunları söyledi: “Bizim grubumuza girenler son dönemde ciddi yatırım çeken ve yurt içi talebi de yerli markalarla karşılayan ülkeler. Burada bir sorun olduğunu söyleyebilirim. Ülkemizdeki geçen yılki 1 milyon 270 bin adedin üzerindeki pazarın büyük bir çoğunluğu ne yazık ki ithal araçlar.

Bunların bir kısmını yerli araçlara çevirmiş olursak kalıcı olarak pazarın büyüyeceğine inanıyoruz.” Toplantı TAYSAD Başarı Ödülleri ile devam etti. “En fazla ihracat yapan üyeler” kategorisinde Bosch birincilik ödülünü alırken, “İhracatını en fazla artıran üyeler” kategorisinde de Doku-San Otomotiv birincilik, “Patent” kategorisinde birincilik ödülü Tırsan Treyler’e takdim edilirken, Vestel Elektronik ikincilik, Bosch da üçüncülük ödülünü aldı.

“Çekilen filmde bize düşen rol başrolde olmak”

Elektriklileşmenin önünde durulamayacağını söyleyen Saydam, “Ama elektriklileşme ile 2050’deki sıfır emisyon hedefine ulaşılamaz çünkü elektriğin kaynağı yine büyük oranda fosil yakıtlardan oluşuyor. Elektrikli araçlar bu hızla giderse, Uluslararası Enerji Geçiş Komisyonu’nun açıklamasına göre 2030’da bugünkünün 6 misli lityum iyon pile ihtiyaç duyulacak.

Şu anda kobaltta %40, lityumda %30 eksiklik var. Bunlar bilinenler. Yani mevcut teknolojide bir değişiklik olması şart veya aynı 2-3 sene evvel yaşadığımız gibi çip krizi üretimle aşağı inecek ki ana sanayiciler de bunu görüyor. Otomotiv sektöründe yazılan senaryolarda, çekilen filmlerde bize düşen seyirci olmak değil; yönetmen koltuğunda oturmak ya da başrolde oynamaktır” diye konuştu.

“Tedarik sanayinde ihracatta tablo olumlu”

Saydam, ihracatta ise tedarik sanayi açısından olumlu bir tablo olduğunu belirterek, “Rekor sene olan 2017’de 10 milyonun altındayken, 2023’te tedarik sanayi ihracatı nerdeyse %50 arttı. Toplam ihracatımızdaki artış ise %20’nin biraz altında kaldı. Peki önümüzdeki senelerde tahminler ne? Ne yazık ki tedarik sanayinde yatay bir seyir öngörüyoruz. Bunun iki nedeni var: ilki tedarik sanayi ciddi sorunlar yaşıyor, ihracata kaynak ayırmakta zorlanıyor. İkincisi de rekabetçiliğimizi kaybediyoruz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu